31 Ekim 2013 Perşembe

HAYIRLI CUMALAR

    CUM'A NAMAZININ FAZİLETİ    


2- Hadis-i Şerif   
* Cuma namazına giderken ayakları tozlanan kimseye cehennem ateşi haramdır." [Tirmizi]

* Cuma namazından sonra, yedi defa ihlas ve muavvizeteyn [yani iki Kul euzüyü] okuyan kimseyi, Allahü teâlâ, bir hafta, kazadan, beladan, kötü işlerden korur. [İbni Sünni]


    CUMA'NIZ MÜBAREK OLSUN    



30 Ekim 2013 Çarşamba

GÜZEL SÖZLER

GÜZEL SÖZLER


“Kendinizi başkasına anlatmayın..
Sizi sevenin buna ihtiyacı yoktur.
Sevmeyen de inanmayacaktır zaten…


Bize değer verenleri ağlatır, vermeyenler için ağlarız…
Bizim için hiç ağlamayacaklara değer veririz…
Garip ama gerçek…

Bir kez bunu anlasak değişmek için hiçbir şey geç değil…
Mutluyken söz, üzgünsen cevap, öfkeliysen karar verme…

Zaman nehir gibidir…
Aynı suda iki kez yıkanılmaz…
An’ı iyi değerlendir, geçen su bir daha gelmez…

Hep meşgulsen, hiç müsait olamazsın…
Hep zamanının olmadığnı söylersen, hiç zamanın olamaz…
Hep “yarın yapacağım” dersen, yarın hiç gelmez…“

Herakleitos 


ÖLÇÜYÜ KAÇIRMA


ÖLÇÜYÜ KAÇIRMA


"Çok dinle, kuşkulandığın noktaları bir yana bırak ve sakınarak konuş; o zaman pek az yanlışın olur. Çok gör, tehlikeli şeylerden uzaklaş ve davranışlarında sakıngan ol. O zaman pişman olmazsın.

Bir kimse konuşmalarında ve davranışlarında az yanlış yaparsa, bu kimse kazanç yolundadır demektir." Konfüçyus


İKİ SINIFLI TOPLUM


İKİ SINIFLI TOPLUM

"Toplum iki sınıftan oluşur: Yiyecekleri iştahından fazla olanlar ve iştahları yiyeceklerinden fazla olanlar..." S.Chamfort


24 Ekim 2013 Perşembe

Ben arifim diye sürme meydana


Ben arifim diye sürme meydana
Bir tenhada irfanına iyice bak
Âlem bu ya senden kâmil bulunur
Teraziyle dört yanına iyice bak.

-Ruhsati


HAYIRLI CUMALAR.


10 Ekim 2013 Perşembe

KURBANLIĞIN ÖZELLİKLERİ VE KESİMİ


-Kurban, mümini Allah'a yaklaştırır

Kurban Bayramı Hz. İbrahim ve İsmail'den günümüze kadar, hep bir kahramanlık, fedakarlık, hasbîlik ve teslimiyet sembolü olagelmiştir.
Kurban Bayramı, tıpkı orduların savaşa gidişi gibi gürül gürül tekbirlerle gelir ve bir velvele olur, her yanda yankılanır. Onda hem bir mûsiki ve şiir hem de muharebelerin bin tarraka ile gürleyen hakkı ilan sesleri iç içedir.

Kur'an-ı Kerim'de 'Kesilen kurbanların ne eti, ne de derisi Allah'a (cc) ulaşır. Yaradan'a ulaşan sizin takvanızdır.' denilmektedir.

Bu lütfun gerçekleşebilmesi için kesilen kurban Allah rızası için kesilmeli, etleri ise yine Allah (cc) rızası için fakir fukaraya dağıtılmalıdır. İbadetler hikmetlerinden veya getirdiği faydalardan ziyade Allah emrettiği için yapılır. 
Ama onların hikmetlerini ve güzelliklerini bilmek bizim kulluğumuzun bir gereği ve Allah'ın nimetlerini yâd etmek için birer vesiledir.
Kurban kesmenin de Allah'ın bir emri olması hasebiyle sayısız hikmetlerinin olduğunda şüphe yoktur. Kurban kesmek, öncelikle peygamberlerin babası Hz. İbrahim'in, oğluna bedel olarak, Allah'ın gönderdiği koçu kesmesi hadisesini bizlere hatırlatıyor.
Hayat nimetine şükrün bir ifadesi olarak kurbanı kesiyoruz. 
Ayrıca ahirete bir hazırlık olması, günahlarımızın affı ve kabirle başlayan yeni bir hayat yolunda kurbanın, bizi manevi bir burak gibi alıp selamete ulaştıracağını da verilen müjdeler ışığında Rabb'imizden umuyoruz.
Hac Sûresi'nde (22/34) ifade edildiği gibi kurban kesmekten asıl maksat Allah'ın hatırlanması, zikredilmesidir.
Zira bizim varlık gayemiz Allah'ı bilme, tanıma ve O'na yaklaşmadan ibarettir.
Burada Allah'a yaklaşma ameliyesi adeta bir bayram olarak ilan edilmiştir.
Kurban kesmenin insan olarak, hepimizin mutlaka almak zorunda olduğu gıdalarla da yakından alakası vardır.
Din! hayatımızın her safhasını kuşatıyorsa, bizim bu yönümüze de hitap etmeli değil midir? Etin, insan için zaruri gıdalardan olduğunda şüphe yok.
Ama bu gıdanın herkes tarafından rahatlıkla temin edildiğini söyleyemeyiz.
Nafile olarak başka zamanlarda kesilen kurbanların dışında, Kurban Bayramı'nda da Müslümanlar kestikleri bu hayvanlarla et yemekten mahrum bulunan önemli büyük bir kitleyi bu nimetten istifade ettirmektedir.

Mükremin Albayrak


KURBANLIK ALIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Kurban; koyun, keçi, sığır, manda ve deveden olur. Kurban olabilmesi için, hayvanın süt dişlerini değiştirmiş olması gerekir. Hayvanın, sağlıklı, azaları tam ve besili olması ibadetin sıhhati için şarttır.
 
*Bir ya da iki gözü kör olan havyanlar kurban edilemez.
*Kulağı ve boynuzunun üçte biri gitmemiş olmalı, burnu kesik olmamalı.
*Kuyruğunun üçte biri gitmemiş ve ağır hasta olmamalı
*Kesim yerine yürüyerek gidemeyecek derecede aksak olmamalı.
*Dişlerinin yarıdan fazlası düşmüş olmamalı, dilinin büyük bölümü
yerinde olmalı.
*Koyun ve keçide bir, sığırda iki memesi kurumuş olan hayvan kurban edilemez.



KURBANLIK SIĞIRIN YATIRILMASI

Yaklaşık 8 metre uzunluğunda kalın bir ip önce boynuzlardan sıkıca bağlanarak boyuna geçirilir.



Ardından ip hayvanın ön ayakların koltuk altından sırtına doğru dolanarak bağlanır. 



İp sol tarafından arka kısma devam ettirerek karın ve arka ayak arasından sırta doğru dolandırılır. 


Sırt kısmından uzanan iple 2 kişi kurbanı geriye çekerken önde 1 kişi kurbanın başını tutar. 

Kurbanın yüzü kıble'ye çevirilip ön ve arka ayaklar birbirine bağlanır. Kesim tamamlandıktan sonra hayvanın içindeki kanın daha güzel boşalması için ayaklardan biri (sol arka tercih edilmeli) serbest bırakılmalı. Küçükbaş hayvanlarda bir ayak bağlanmayabilir. 


Kesim için yapılacak dua

Kesimden önce "Allahümme hâzâ minke ve leke, inne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbil âlemîn. Allahümme tekabbel minna. Amin." denerek okunup kesim başladığında Çevreden bulunanlarla birlikte teşrik tekbiri getirilir "Allahu Ekber, Allahu Ekber, Lâ ilâhe illâllâhu vallâhu Ekber, Allahu Ekber ve lillâhi'l-Hamd"

Kesim:
 Kesen kişi "Bismillahi Allahü Ekber" dedikten sonra beklemeden kurbanın boyun kısmında 3 damarı birden kesmeli. 

Yön: Kurbanlık hayvan başı ve ayakları kıbleye döndürülmeli. Kesen kişinin de kıbleye yönelmesi sünnettir.

Vekalet: Kurbanın sahibi kesmeyi bilmiyor ise kesebilecek başka birini vekil tayin ederek kestirebilir. Bunun için (Allah rızâsı için bayram kurbanımı kesmeye seni vekil ettim) demesi ve kalben de niyet etmesi lâzımdır.

Kanın akması için derinliği ve genişliği yarım metre olan bir kuyu açılmalı. İş bitiminde kapatılmalı.


Unutulmasın!: Arefe Günü Sabah Namazından İtibaren Bayramın Dördüncü Gününün İkindi Namazına Kadar Yirmi Üç Farz Namazının Arkasından Birer Defa:
"Allahu Ekber, Allahu Ekber, Lâ ilâhe illâllâhu vallâhu Ekber, Allahu Ekber ve lillâhi'l-Hamd"

Anlamı Şöyledir: Varlığı ebedi olan, merhamet sahibi, adaletli Yüce ALLAH; kendisine dua edenleri geri çevirmez.


Kurban Bayramınızın, ülkemiz ve İslam aleminin diriliğine, birliğine, mazlumların kurtuluşuna, insanlığın
huzur, barış ve hidayetine vesile olmasını niyaz eder,
her şeye kadir olan Yüce RAB'BİM! bizlere, dinimiz İslam-ı istikamet üzere yaşamayı nasib eylesin...

Dualarımızın! İnşaallah yüce katına iletilmesine vesile olan,
Kurban ibadetimizi, Allah (cc) kabul  ve Makbul etsin. Amin...

KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN...

7 Ekim 2013 Pazartesi

FİTNE ÇIKARAN LANETLİKTİR

FİTNE ÇIKARAN LANETLİKTİR

FİTNE'NİN TANIMI


"Fitne": sözlükte altın, gümüş gibi madenleri potada ateşte eriterek saf hale getirmek anlamına gelir.
İmtihan
. Kendini bir “madde” veya bir “ruh” birimi sandıran şey…

. Birşeylere sahip olduğu zannı
. “Din”den çıkmanız için yapılan baskı
. Şirk
. Zulüm
. Nifak


Yukarıda belirtildiği gibi fitnenin ıstılahta birçok anlamı varsa da, daha çok bozgunculuk, bölücülük isyan, ihtilal ve fesat çıkarmak gibi anlamlara gelir...
Dedikodu ve gıybet dinleyenler, ancak ahmaklardır!.
İnsan ilim için yaratılmıştır; ilim dinler; ilim konuşur!
İlmi olmayanın dedikodusu boldur!
İmânı olmayanın gıybeti bitmez!.


Gıybet ateşini, ancak imân suyu söndürür!.

Gıybet bir fitnedir ki, onu uyandırana, devam ettirene, ancak Allah’ın belâsını isteyenler devam ederler..!. 


İNSAN İÇİN EN BÜYÜK FİTNE

İnsan için en büyük fitne, birşeylere sahip olduğu zannıdır!.
Yarın terk edeceğin şeylerin sahibi olduğunu, nasıl sanırsın ki?.

Kurân’da ne diyor?

“Mallarınız evlatlarınız karınız kocanız fitnedir!”

Mal, Evlat, Karı ve Koca (İmtihan vesilesidir) Yani bütün vaktini sadece bunlara harcayıp öbür tarafa yalnız gidecekken, öbür aleme gerekli hazırlığı yapmazsan, bunlar senin bütün zamanını almış olur… Neticede sen pişman olursun…Bunu demek istiyor.
“Haaa!.. Kurân “karın fitnedir” diyor..yüz çevireyim.. “çocuğun fitnedir” diyor…..yüz çevireyim!!!”

HAYIR!
Kurân bunu demiyor!
Ama, “kafanı sürekli bunlarla meşgul edip de öbür tarafa hazırlanmaktan geri kalma!” diyor.

Biz maşallah öyle her birşeyi ters anlamaya şartlanmışız ki... herşeyi tersinden anlamışız!.

GIYBET BİR FİTNEDİR...

Onu uyandırana devam ettirene, ancak, Allah'ın belasını isteyenler devam ederler!
Gıybet bir fitnedir ki, onu uyandırana, devam ettirene, ancak Allah’ın belâsını isteyenler devam ederler!.
Tek başınayken bunları bilmek önemli

değildir; önemli olan, insanlarla ilişki ve iletişimde, bu imânın esaslarına göre yaşamaktır…

Gönül alma etiketi altında yalan söylemek, aldatmak, kandırmak, dedikodu; gıybet yapmak imânla bağdaşmaz ve kişinin imânsız olarak ölmesine yol açar!. Hayatı namaz-oruç-hacla geçse bile!… Zira bu yanlış fiîller, “Allah”ı inkâr düşüncesinden kaynaklanır ve imânsızlık sonucudur!.

İyi düşünün… “Allah'a”a imân etmiş veya bunun ötesine geçmiş bir insanın dedikodu veya daha beteri gıybet yapması mümkün müdür? Yapıyorsa, o kişinin“Allah”a imânından şüphe etmek gerekir!.. Onun sözlerini ise ancak ancak anlayışı sınırlılar dinler!..

Dedikodu ve gıybet dinleyenler, ancak ahmaklardır!.
İnsan ilim için yaratılmıştır; ilim dinler; ilim konuşur!
İlmi olmayanın dedikodusu boldur!
İmânı olmayanın gıybeti bitmez!.

Gıybet ateşini, ancak imân suyu söndürür!.
Gıybet bir fitnedir ki, onu uyandırana, devam ettirene, ancak Allah’ın belâsını isteyenler devam ederler!.

Allah hepimize aklın yolundan, imânın gereğini yaşamak suretiyle; Allah rasulünün yolunda yürümeyi nasip etsin ve kolaylaştırsın.


FİTNEDEN ALLAHA SIĞINMAK

İnsanların oluşturacağı Rabbinize, Melikinize, İlahınıza sığının! Biliniz ki, insanlar fitnedir; yani imtihan vesilesidir!.


Şu ayeti kerimeye dikkat ediniz:


"Kul; eûzü bi`RABB`in nâs; MELİK`in nâs, İLÂH`in nâs, min şerr`il vesvâsil Hannas, elleziy yüvesvisü fiy sudûr`in nâs, min el CİNNETİ ven NÂS !."

Hemen hepinizin bildiği "NÂS"="İNSANLAR" sûresinin yorumuna girmeyeceğim burada elbette... Ancak, konumuzla ilgili olarak son âyetindeki çok önemli bir noktaya değerli bir arkadaşım istediği için dikkatinizi çekmek istiyorum.

Bu sûrenin son âyetinde, hiç bir sınırlama ve ayırım yapılmaksızın şöyle uyarılmaktayız:

"Bütün görünmeyen varlıklardan; ve insanlardan sığınırım!." de... "RABB`ıma, MELİK`ime ve İLÂH`ıma!."

Tek şansımız olan şu kısacık dünya yaşamını, Hakikatı kavrayıp gereğini yaşamak ve ölümötesi boyuta hazırlanmak yerine; insanların dedi-kodusuyla harcarsak, sonuçta çok çok yazık olacaktır bize!.

"İnsanlardan sığınmak" demek, "onların bizim için oluşturacağı fitne yani imtihanlardan sığınmak", demektir!.


FİTNE; İNSAN ÖLDÜRMEKTEN DAHA ŞİDDETLİDİR... (SUÇTUR)

Sizi öldürmek amacıyla savaşanlarla siz de Allah için savaşın. Haddi aşmayın. Muhakkak Allah haddi aşanları sevmez.

Onları nerede yakalarsanız orada öldürün. Sizi sürdükleri yerden siz de onları sürün!.. 

Onlar sizle savaşmadıkları sürece, Mescid-i Haram yanında onlarla savaşmayın. Onlar sizi öldürmeye kalkarsa o zaman siz de onları öldürün. İşte kâfirlerin yaptığının karşılığı budur.

Eğer vazgeçerlerse (yaptıklarından) Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.

Halbuki Kur’an-ı kerimde, fitne kötülenmektedir. 

Kur-an'ı kerim şöyle buyuruyor:

Fitne (dinden çıkmanız için yapılan baskı) kalkana ve Allah dinini rahatça yaşayana kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse (baskıdan-savaşmaktan), artık zâlimlerden başkasına düşmanlık yoktur. (Bakara/190-193)

(Onlar öyle sapıklar ki, yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar.)[Bekara 27]

(Onlara; "Yeryüzünde fitne fesat çıkarmayın" dendiği zaman, "Biz ancak ıslah edicileriz" derler.) [Bekara 11]

(Fitne çıkarmak adam öldürmekten daha kötüdür.) [Bekara 217]


(Kalblerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak için, âyetleri kendilerine göre yorumlar.) [Al-i imran 7]

(Onlar fitne çıkarmak için can atarlar.) [Nisa 91]

(Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez.) [Maide 64]

(Fitneden sakının.) [Enfal 25]

(Yeryüzünde fitne fesat çıkaranlara lanet olsun.) [Rad 25]

FİTNEYLE SAVAŞMAK

Fitne (dinden çıkmanız için yapılan baskı) kalmayıncaya ve Allah’ın dinini rahatça yaşayana kadar onlarla savaşın.
Bir fitne (şirk-zulüm-nifak) olmayıncaya ve diyn yalnız Allah’ın oluncaya (vehminiz, beşeri tabiat ve duygularınız karışmaksızın, sırf Allah Esmasının açığa çıkışı olan bir yaşam haline; tevhiyde-vahdete-adalete) kadar onlarla savaşın... Eğer vazgeçerlerse, artık zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur.

Hadis-i şerifler:

(Fitneden sakının! Söz ile çıkarılan fitne, kılıç ile çıkarılan fitne gibidir.) [İbni Mace]

(Fitneciler saldırdığı zaman, "Beni öldürmek için sen bana elini uzatırsan da, seni öldürmek için ben sana elimi uzatmam" diyen Âdem’in oğlu [Habil] gibi ol!) 
[Ebu Davud, Tirmizi]

(Kıyamet yaklaştıkça fitneler çoğalır. Böyle zamanlarda kenarda kalan, ileri atılandan, oturan ayakta olandan, ayakta olan - yürüyenden yürüyen de - koşandan hayırlıdır. Evinizde oturun, fitneye karışmayın!) [Ebu Davud]

(Fitne zamanında evinizde oturun, günahlarınıza tevbe edin, dilinizi tutun, kendi işinize bakın, başkalarının işine karışmayın!) [Nesai]

(Ne mutlu fitneye karışmayana ve fitneye maruz kalıp da sabredene!) [Ebu Davud]

FİTNEDEN KORUNMANIN YOLU


Eğer uyandığınızda pişman olmak istemiyorsanız, yaşam boyu sizi bırakmayacak olan fitnelere takılıp kalmayınız!.
Fitneden korunmanın yolu, ilme tâbi olmaktır!
Fitneden tek kurtulma şansımız, o fitneye karşı direnç göstermektir.
Lûtfen elinizden geldiğince hakikati araştırınız ve yarın size hiç bir faydası olmayacak "dedi-kodu"yu "gıybeti" derhal terkediniz!.

Neyinize gerek insanların hâlleri, yaşamları!. Siz, geleceğinize ışık tutacak fikirlerle, düşüncelerle ilgilenin!.

Siz bu dünyaya başkalarının neler yapıp neler yapmadığıyla uğraşmak ve onları yargılamak üzere gelmediniz!.

Zaten hepimiz bu dünyada yaptıklarımızın cezasını tam hakkıyla göreceğiz!. Bundan kesinlikle kuşku duymayın!. Çünkü sistem, bir mekanizma olarak yürürlüktedir.
Herkes yaptığının sonucuna katlanacaktır!.

Öyle ise bırakın insanların yaptıklarıyla kafanızı meşgul etmeyi!. Başkalarının kulvarlarıyla ilgilenip yol almaktan geri kalacağınıza; kendi kulvarınızda olabildiğince ileriye gitmeye çalışın!.

Her sabah değişik bir rüyadan uyandığımız halde; acaba ne oluyor da, dünya rüyasından, beklemediğimiz bir anda uyanıvereceğimizi düşünemiyoruz?

Uyandığımızda didişecek birileri kalmadığını gördüğümüzde, acaba hangi şartlar altında olacağımızı düşünüyor muyuz?

Ebû Hüreyye -radıyallahu anh-ın rivayet eylediğine göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-buyurmuşlardır ki:
"Allah'ım! Kabir azâbından sana sığınırım. Ateş azâbından Sana sığınırım. Hayatın ve ölümün fitnelerinden sana sığınırım. Deccâlin fitnelerinden sana sığınırım. " (48). AMİN...

-

Allah’ım bilerek veya bilmeyerek fitneye uymaktan, onun tuzağına düşmekten ve fitneyi yaymaktan sana sığınırım. AMİN...


KAYNAK YAYINLAR: www.allahvesistemi.org: 
[Ahmed hulusi'de Kavramlar] 
http://www.dinimizislam.com/  
http://ilminfazileti.blogcu.com/



4 Ekim 2013 Cuma

Dilin açtığı yara iyileşmez..!

Kılıçların açtığı yaralar iyileşir ama, Dilin açtığı yara iyileşmez..! (Hz.Ali r.a)


Acılar, ıstıraplar bedene dokunanlardan çok kalbe dokunanlardır. İnsanı hayatın çilesinden çok dilin çilesi ağlatıyor. Nice zorluk dağlarının üzerinden basıp geçersiniz de can dostunun bir cümlelik hançeri sizi iki büklüm çöktürür. 
Vicdan fakirliğe, hastalığa ve her derde katlanır'da, vefasızlığa zalimliğe katlanamaz.

Bu yüzden hep dua ederiz ki Allah bizi iyilerle karşılaştırsın. Vefasızdan uzak tutsun ve vefasızlık ettirmesin. Dr. Muhammed Bozdağ