29 Eylül 2013 Pazar

İKİYÜZLÜLÜK


İKİYÜZLÜLÜK


Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:

İkiyüzlüleri kıyâmet günü insanların en şerlileri olarak göreceksin. Çünkü onlar (ara bozmak için) biri ile başka türlü ve diğeri ile de başka türlü konuşurlar. (Buhârî - Müslim)

Ara bozmak ve fitne fesat çıkarmak için araları açık olan iki müslümandan biri ile başka türlü ve diğeri ile de başka türlü konuşanlara ikiyüzlü denir.


İkiyüzlüler yaklaştıkları kimselerden yana bir görünüm sergileyip ve onları destekler izlenimi verip; dost, arkadaş, komşu, akraba, gelin, kaynana ve karı-koca arasında soğuk rüzgarların esmesine ve müslümanlar arasındaki birlik, beraberlik ruhunun sarsılmasına neden oldukları için, ikiyüzlüler gerçekten insanların en şerlileri ve en kötüleridir.


Ayet

Mü’minler ancak kardeştir. O halde kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun (ikiyüzlülük yapmayın) ki, rahmete kavuşasınız. (Hucûrat - 10)

Irkı, rengi ve dili ne olursa olsun, mü’minlerin hepsi birbirinin din kardeşidir. Din kardeşliği kalıcı olduğundan ve âhiret âleminde de kesintisiz devam edeceğinden, inançsız bir öz kardeşten çok daha hayırlıdır.

Bu nedenle âyet-i kerîmede: “Kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun (dedikodu, söz taşıma ve ikiyüzlülük gibi arabozucu kötü davranışlardan kaçının) ki, rahmete kavuşasınız” .


Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Kim dünyada ikiyüzlü olursa, kıyâmet günü onun ateşten iki dili olacak. (Buhârî - Ebû Dâvûd)

İki yüzlüler dilleri ile iki tarafa da zarar verdikleri için, “El-cezâ-ü, mislü’lamel” (cezalar, suçun misli iledir) 
kuralı gereği, Yüce Allah onlara ateşten iki dil verecek ve onlar cehennemde kendi dilleri ile sürekli kendilerine azap edecekler.


Abdullah İbni Ömer radıyallahü anhüma’ya, Biz devlet yöneticilerinin yanına gidip de dışarı çıktığımız zaman, onların yanında konuştuklarımızın tam aksini konuşuyoruz dediler (Abdullah İbni Ömer) dedi ki:
“Biz Resûlullah (s.a.v.) zamanında bunu nifak (ikiyüzlülük) alâmeti sayardık.” (Buhârî)


İkiyüzlünün dilinde tat, kalbinde fesat gizlidir Hz. Ali (r.a) 

.

Yüce Rabbim, böyle ikiyüzlü iblislerin tuzağına düşmekten, onlara uymaktan bizleri koru. Onların şer'rinden, fitne'sinden, fesadından Bizi muhafaza eyle. O tür insanları ıslah eyle; Allahım...
Şeytanın saptırmasından, bilerek-bilmiyerek ikiyüzlü, riyakâr ve fitne'lik gibi kötü davranışlara alet olmuşsak şayet, bizleride afv ve mağfiret eyle Allahım... Amin...

-


28 Eylül 2013 Cumartesi

‘Hiçlik makamında...

Hiçlik makamında...

Nasreddin Hoca’ya sormuşlar: “Kimsin?”
“Hiç” demiş Hoca, “hiç kimseyim.”
Dudak bükülüp önemsenmediğini görünce,
sormuş Hoca: “Sen kimsin?”
“Mutasarrıf”ım demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasreddin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam...
“Daha sonra?..” diye üstelemiş Hoca.
“Vezir” demiş adam.
“Daha daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp “Hiiiç.” Demiş
“Daha niye kabarıyorsun be adam, demiş Hoca..
ben şimdiden, senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım:

25 Eylül 2013 Çarşamba

Ebâ Eyyûb el-Ensârî


Ebâ Eyyûb el-Ensârî




EYÜP
İstanbul`un fethiyle anılır adı
Tarihler boyunca hiç unutulmadı
Ensari`den bizlere yadigâr kaldı
Sessizdir, sakindir, huzurludur Eyüp

Her köşesi bir tarih, bir efsanedir
Kalblere nur veren ziyaret-hanedir
Orda dua, orda niyaz halisanedir
Sessizdir, sakindir, huzurludur Eyüp

Mavi Haliç sahilinden gezerek gelin
Mihmandar`ın Türbesi`nde dualar edin
Piyerloti`den bakıp şehri seyredin
Sessizdir, sakindir, huzurludur Eyüp 

Nihat İncekara








Ebu Eyyub Halid bin Zeyd el Ensari Hazretleri

Eyüb Sultan hazretlerinin esas ismi, Ebu Eyyub Halid bin Zeyd (el, Ensari) dir. Halkımızın gönlünde Eyüb Sultan olarak taht kurmuştur.

Halid bin Zeyd (r.a) Hazrec kabilesinden ve neccar oğullarındandır. Şeceresi incelendiğinde görüleceği üzere, soyu bir kaç göbek yukarda hem baba hem da ana tarafından Hz. Peygamber'in nesebi ile birleşmektedir. Babasının adı Zeyd, annesinin adı Hind'dir.En son vefat eden sahabilerdendir. Hicretten iki yıl önce Hz. Muhammed'le Akabede görüşmüş ve İslam 'la müşerref olmuştur. Bu açıdan Hz. Halid bin Zeyd, Medineli ilk müslümanlardandır.Hz. Peygamber'in vahiy katipleri arasında yer almıştır.

Hicret esnasında her bir Medineli 'nin muhteşem ve yüce insanı ağırlamak özlemi ve iştiyakı içinde çırpınırken, Hz. Muhammed, devesinin yularını dahiyane bir düşünce ile serbest bırakmış ve kendisini ilahi emre amade kılmıştır. Beklenen dakikaların heyecanlı ateşiyle tüm nefeslerin tutulduğu esnada, Haz. Muhammed'in devesi, Halid bin Zeyd'in evinin önüne çökmüştür. Bu saniyelerde Medine'nin, Arabistan'ın ve dünyanın kaderini değiştirecek tarih yazılmıştır. İki cihan serveri, Halid bin Zeyd hazretlerinin evinde 7–8 ay misafir olmuştur. Böylece Eyyub el-ensari hazretleri, kendinden başka hiçbir müşlümanın ulaşamadığı mihmandarlık mertebesine yükselmiş ve seçkin sahabeler arasında yüksek yerini almıştır.

Ebu Eyyub el-Ensari hazretlerinin hanımı da Hazreç kabilesinden Ümmü Eyyub Fatıma-i hazreciyye olarak anılır. Onun da nesebi birkaç batın yukardan Hz. Muhammed'in soyuyla birleşir.
Hz. Halid bin Zeyd, İslam'ı kabul ettiği günden itibaren kendisini bu dine adamış ve hayatı boyunca Hz. Peygamber'in yanından hiç ayrılmamıştır. Hz. Muhammed tarafından yapılan bütün savaşlara (Mısır,Suriye,Filistin, Kıbrıs, İstanbul vb.) iştirak etmiş, yaygın bir görüşe göre de Hz. Muhammed 'in alemdarlığını yapmıştır. Bu sebeptendir ki o, "Alemdar-ı Rasulullah" olarak yad edilir. Halid bin Zeyd hazretlerine böyle bir ünvanın verilmesinin diğer ve asıl bir sebebi de, Tirmizi 'de yer alan bir hadis-i şerife göre "Ashabından birisi, eceli ile herhangi bir beldede vefat eder ve o beldeye gömülürse, yarın kıyamet günü o belde halkının önderi, sancaktarı ve rehberi olarak haşr olunur." şeklindeki müjdesidir.

Emevilerin, Roma İmparatorluğu'nun merkezi olan Konstantiniyye-i Kübra'ya karşı düzenledikleri büyük gazaya katılmış, bu gazada Hicri 668 (bir rivayete göre 672) senesinde şehid olmuştur.

Halid bin Zeyd hazretleri, Kur'an-ı Kerim'i tamamen hıfzetmiş, 80 yaşında olmasına rağmen çöller, vadiler, dereler, ıssız dağlar, uçsuz bucaksız ovalar aşarak İstanbul surlarının önüne gelen Hz. Halid bin Zeyd, muhasara esnasında hastalanmış ve yatağa düşmüştür. Vasiyetinin olup olmadığını sorduran başkumandan Yezid'e cevaben, öldükten sonra beni gaslediniz, naaşımı da İslam ordusunun ilerleyeceği en ileri noktaya götürüp defnediniz" demiştir. 

Vasiyeti aynen yerine getirilmiş, yıkandıktan sonra, naaşı bu gün kendi adıyla anılan türbesinin bulunduğu yere defnedilmiştir.
Read more:  

HAYIRLI CUMA'LAR


HAYIRLI CUMA'LAR

Yattığın zaman ölümü yastığın altında bil, 
Kalktığın zamanda ölümü karşında bil, 
"işte o!! 
Ölüm sana bu kadar yakındır.!"

CUMA'NIZ MÜBAREK OLSUN

23 Eylül 2013 Pazartesi

Geri vitesi yoktur Hayatın

 Geri vitesi yoktur Hayatın


Yapraklar birer birer, üzerime düştüler,
Dost sandığım aynalar, tavır koyup küstüler,
Çizgiler defter sanıp, yüzüme üşüştüler,

Geri vitesi yoktur, zaman denen olgunun,
Malzemesi olmuşuz, içindeki dolgunun.

Sonsuzluk kavşağının, giriş basamağında,
Çarkı devran dönüyor, herkes onun ağında,
Neden kimse bakmıyor, kim neyin durağında,

Geri vitesi yoktur, zaman denen olgunun,
Malzemesi olmuşuz, içindeki dolgunun.


Necip Fazıl Kısakürek

17 Eylül 2013 Salı

DEMOKRASİ ŞEHİDİMİZ MENDERES

ALİ ADNAN MENDERES

Menderes'e son arzusu sorulduğunda:

"Dünyadan ayrıldığım şu anda, ailemi ve çocuklarımı şefkatle andığımı kendilerine bildirin. Vatanı ve milleti Allah refah içinde bıraksın." 


Adnan Menderes'in idam fotoğrafını çekmekle görevlendirilen astsubay İsmail Şenyüz,o acı sahneleri anlattı.


İnfazı fotoğraflama görevi o dönem İstanbul Foto Film Merkezi'nde görevli astsubay İsmail Şenyüz'e verildi. Şenyüz, o acı sahnelerini Akşam'dan Erhan Seven'e şu şekilde aktardı:

"Beni adaya götürdüler. Kahvaltısını yapmış ve odasında çay içiyordu. Odasında çektiğim resimde biraz bitik bir hali vardı. Aslında Menderes perişan haldeydi. Beni görünce, 'fotoğraf çekilmek istemiyorum. Beni bu halimle çekmeyin' dedi. Muhafızları, 'Efendim evden sizi merak ediyorlar, çoluk çocuğunuz sizleri merak ediyor. Fotoğrafları onlara göndereceğiz' deyince razı oldu "


Menderes, kendisine idam edilebilmesi için sağlam raporu veren doktorlara çok nazik davrandı. Hatta koltuk altına ateşini ölçmek için konulan dereceyi bile silerek verdi. Şenyüz o anları şöyle ifade etti: "Doktorlar geçmiş olsun dedikten sonra odadan çıktık ve ada komutanı bana 'hazır ol, hemen İmralı'ya gidiyorsun' dedi. Tabii ben bu sözü duyunca şoke oldum. İmralı'ya gitmek demek idam demekti çünkü. İmamla görüşmek isteyip istemediği soruldu. Beş dakika görüşeceğini söyledi.


İNFAZ -----------------------------------------------------
Beyaz infaz gömleğini giydirdiler. İmam telkinlerde bulundu. İdam sehpasına doğru yüründü.

Menderes'e son arzusu sorulduğunda:
-
"Dünyadan ayrıldığım şu anda, ailemi ve çocuklarımı şefkatle andığımı kendilerine bildirin. Vatanı ve milleti Allah refah içinde bıraksın." Ali Adnan Menderes


Necip Fazıl'ın Menderesin ardından yazdığı şiir

“Zeybeğimi, birkaç kızan, vurdular. 
Çukurda üstüne taş doldurdular. 
Bir de ya kalkarsa diye kurdular. 

Zeybeğim, zeybeğim, ne oldu sana?
Allah deyip, şöyle bir doğrulsana.

Beyni tırmık tırmık, pençelere sor. 
Mevsim niçin ölgün, bahçelere sor.
Sor, çukuru nerede, serçelere sor.

Ağla, bir dinmeyen hasretle ağla. 
Zeybeksiz yolları gözetle, ağla.”
Necip Fazıl Kısakürek

10 Eylül 2013 Salı

KİMSEYİ KÖTÜLEME!

KİMSEYİ KÖTÜLEME!

"Elalemin kötülüğünden bahsettiğin takdirde, sözün doğru olsa bile, özün kötü sayılır." "Yanında başkasını ayıplarıyla anan bir kimsenin senden teşekkürle bahsedeceğini zannetme."

(Şeyh Sadi Şirazi)


8 Eylül 2013 Pazar

GÜLÜMSE

GÜLÜMSE

"Kısacık bir ana sığan gülümseme, bir hafızada ömür boyu yaşayabilir. Hiç kimse gülümsemenin getireceği yararları reddedecek kadar zengin değildir. Hiç kimse de gülümsediği için yoksul düşmez." Elbert Hubbard


1 Eylül 2013 Pazar

ÇOCUĞUNUZUN NASIL OLMASINI İSTERSİNİZ?

Çocuk Ne Yaşıyorsa Onu Öğrenir


Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse, Kınama ve ayıplamayı öğrenir.

Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse, Kavga etmeyi öğrenir.

Eğer bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa, Sıkılıp utanmayı öğrenir.

Eğer bir çocuk sürekli utanç duygusuyla eğitilmişse, Kendini suçlamayı öğrenir.


Eğer bir çocuk hoşgörüyle yetiştirilmişse, Sabırlı olmayı öğrenir.

Eğer bir çocuk desteklenip, yüreklendirilmişse, Kendine güven duymayı öğrenir.

Eğer bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse, Takdir etmeyi öğrenir.

Eğer bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse, Adil olmayı öğrenir.

Eğer bir çocuk güven ortamı içinde yetişmişse, İnançlı olmayı öğrenir.

Eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse, Kendini sevmeyi öğrenir.

Eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse, Bu dünyada mutlu olmayı öğrenir.


Yeniden İnsan İnsana 

Dorothy Law Nolte. Children Learn What They Live. Adler, R. ve N. Towne (ed.)

Çeviri:Doğan Cüceloğlu.


Ebeveyninden ve çevresinden almış olduğu "SEVGİ" çocuğa özgüven'le birlikte, pozitif bir kişilik kazandırmaktadır.

Akra b. Habis: Peygamber (s.a.v) Hasan'ı öperken görmüş de; benim on çocuğum vardır, onlardan hiçbirini öpmedim dedi

Bunun üzerine Allah Resulü (a.s.): "Şüphesiz ki merhamet etmeyene merhamet olunmaz" buyurdular. Müslim, Fedail, 65 (ll, 1808)