12 Aralık 2013 Perşembe

HOŞ GELDİN KIŞ

           HOŞ GELDİN KIŞ          



      ELHAN-I ŞİTA      


Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş,
Eşini gaib eyleyen bir kuş 
gibi kar
Geçen eyyâm-ı nev-bahârı arar.


Ey kulûbun sürûd-ı şeydâsı,
Ey kebûterlerin neşîdeleri,
O bahârın bu işte ferdâsı:
Kapladı bir derin sükûta yeri 
karlar

Ki hamûşâne dem-be-dem ağlar.

Ey uçarken düşüp ölen kelebek,

Bir beyaz rîşe-i cenâh-ı melek gibi kar
Seni solgun hadîkalar'da arar.

Sen açarken çiçekler üstünde
Ufacık bir çiçekli yelpâze
Na'şın üstünde şimdi ey mürde
Başladı parça parça pervâze 
karlar
Ki semâdan düşer düşer ağlar.


Uçtunuz gittiniz siz ey kuşlar;
Küçücük, ser-sefîd baykuşlar 
Gibi kar
Sizi dallarda, lânelerde arar.

Gittiniz, gittiniz siz ey mürgân,
Şimdi boş kaldı serteser yuvalar;
Yuvalarda -yetîm-i bî-efgân! -
Son kalan mâi tüyleri kovalar 
Karlar

Ki havada uçar uçar ağlar.

Destinde ey semâ-yı şitâ tûde tûdedir
Berk-i semen, cenâh-ı kebûter, sehâb-ı ter…


Dök ey semâ -revân-ı tabiat gunûdedir-
Hâk-i siyâhın üstüne sâfî şükûfeler!
Her şahsâr şimdi -ne yaprak, ne bir çiçek! -
Bir tûde-i zılâl ü siyeh-reng ü nâ-ümid…
Ey dest-i âsmân-ı şitâ, durma, durma, çek.

Her şâhsârın üstüne bir sütre-i sefîd!
Göklerden emeller gibi rizan oluyor kar
Her sûda hayâlim gibi pûyân oluyor kar
Bir bâd-ı hamûşun Per-i sâfında uyuklar
Tarzında durur bir aralık sonra uçarlar,

Soldan sağa, sağdan sola lerzân ü girîzân,
Gâh uçmada tüyler gibi, gâh olmada rîzân
Karlar, bütün elhânı mezâmîr-i sükûtun,
Karlar, bütün ezhârı riyâz-ı melekûtun.

Dök kâk-i siyâh üstüne, ey dest-i semâ dök.
Ey dest-i semâ, dest-i kerem, dest-i şitâ dök:
Ezhâr-ı bahârın yerine berf-i sefîdi;
Elhân-ı tuyûrun yerine samt-ı ümîdi…

Cenap Şahabettin 

( 1870 -1934 )


Mevsimlerin hazzını hissederek yaşamak insanlara özgüdür. Kış perdesi altında saklı duran baharı ilk karşılayacak olan da insandır. Kar yağdıkça içimizdeki bahar arzusu büyüyecek ve yerini buluncaya dek bu 'kış musikisi' devam edecektir. Belki de yoğun çiçek yağışıdır her 'kar-a-kış' bahçemizde ağlayan. Öyleyse: Baharı karşılamak için zamanıdır kar çiçeklerine bahar taneleri gibi yağmanın.

Cenap Şahabettin 1870'te Manastır'da doğdu. 13 Şubat 1934'te İstanbul'da beyin kanamasından öldü. 'Elhân-ı Şitâ' şiiri gibi bir günde 14 Şubat 1934'te sade bir törenle Bakırköy Mezarlığı'nda, kızı Destine Hanım'ın yanına defnedildi.



Hiç yorum yok :